AFROTURK IMPACT INVESTOR B-CORP

COLOURS, RACES AND RELIGIONS ARE NOT OUR MATTERS !

ŞEHİR ARACI


19 Temmuz tarihli yazımda esas harekete geçirilmesi gereken kitlenin şehrin entelektüel ve kalıtsal beşeri sermayesi olduğunu söyleyerek; bu kitleye motivasyon ve umut verildiğinde şehri bir yere taşıyacak olan vesaite gerekli dinamizmi vereceğini iddia etmiştim.


Şimdi bir araç hayal edin. Görevi yenisi için yıkılan şehir enkazını çöplüğe, modern yapı malzemelerini şehre, şehir halkınıda sosyoekonomik çağdaş dünyaya taşımak olan vesait.
50’lerden 90’lara kadar görevini çok iyi yapmış ama beceriksiz personeli ve halkın hoyratça kullanımı yüzünden artık hareket etmeyen bir araç. Etsede 2 ileri 3 geri giden bir vesait.
Kifayetsiz kullanımı görenler araçtan erken inmiş. Ama atalarının yarattığı zamanın en iyi şehir aracını özlüyorlar. Dahası en son teknolojiyle rektifiye ve modifiye edildiğinde eskisinden çok daha görkemli olacağınında farkındalar. Yapısal inovasyonun ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Çünkü çok sayıda vesaite binmişler hatta yeri gelmiş kullanmışlar. Bazılarıda işin atölyesinde mühendisliğini yapmış.


Uzun zaman uyarmışlar bu ata yadigarı aracı bilip bilmeden kullananları. Çok biliyorsan gel sen kullan, sen düzelt demiş eyyamcı kitle. Eyvallah deyip makinanın altına yatmışlar ama işleri daha bitmeden hoyratçılar gene yokuşa sürüp zorlamış aracı. Yılmışlar. Atalarımızın ürettiği bu aracın motoru tamamen durmadan akıllanmayacak bunlar deyip, kenara çekilmişler. Seyrediyorlar hüzünle bir kenardan. Arada dayanamayıp serzenişte bulunuyor aralarından bazıları.


Çekip kenara soruyorum bunlara, nasıl olacak peki diye? “Bu araç öyle yada böyle hepimizin. Tamamen durursa bu hoyratçıların tek yapabileceği başka bir şehrin aracını getirmek ki; bu şehrin hem sosyal hemde iktisadi zenginliğini karşılığında teslim etmek demek. En azından modifikasyon ve rektifiye seçeneğinin en doğrusu olduğunu anlatın bunlara” diyorum. İkna oluyorlar. Şöyle diyorlar mesela:


“Oğul birçok konuda haklısın. Bu ata aracı, tarımı tarım sanayine, bu sinerjinin ürettiği parasal zenginliği kültürel beşeri sermayeye, eğitimle bezeli beşeri sermayeyi de sosyal donanımlı bir şehre geri taşıdı senelerce. Bu rotaya geri dönmek şart. Aracımız beceriksiz ve hoyratça kullanım yüzünden inen beşeriyet ve sermaye zengini yolcuları geri toplamalı. Çevreci Karma Organize Sanayi Bölgesi aracımızı modifiye ve rektifiye edecek en iyi atölye. Ama önce atölyeyi hazırlamak şart.”
Nasıl bir atölye olmalı diye soruyorum. UÇKOSB’u tanımlamalarını rica ediyorum küskün ama etkin ustalardan. En azından özetleyin diye ısrar ediyorum.


Atölye binası Döngüsel Ekonomiye göre inşa edilmeli öncelikle diye başlıyorlar samimi tavsiyeye. Birbirine entegre olan sanayiciler, bu sanayilerin üreteceği malların ara hizmet yada ürün tedarikçiliğini yapan küçük sanayi sitesi esnafları ve ortak geri dönüştürülebilir atıkla sağlanacak yenilenebilir enerjinin temel harcı olacağı bir bina tasarlanmalı diyorlar. Tam simbiyoza atıfla devam ediyorlar.


Bu bina şehrin 50 yıllık saha ve nüfus büyüme vizyonuna uygun biçimde; enleşme ve genleşme kabiliyetine sahip olmalı. Dolayısıyla belediye bu atölye binasıyla bütünleşmeli, endüstriyel saha ve ticaret parkı tanımlaması birlikte yapılmalı. Atelyenin dış dünyayla koordinasyonu ve buna bağlı lojistik gereklilikleri mutlaka hesaba katılmalı. O yüzden Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonlar (BALO) projesine mutlaka bağlanmalı. Bağlanmalıki Ege denizi ve Balkanların ana endüstriyel lojistik üslerinden birisi olabilmeli. Birleşmiş Milletlerin Endüstriyel Kalkınma Organizasyonu (UNIDO) ve sürdürülebilir sanayi/ekonomi metodolojilerini yürüten tüm küresel kuruluşlar atelyenin mühendisliğine davet edilmeli. Aracın modifikasyon ve rektifiyesinde kullanılacak endüstriyel ekipmanlar yani taşeronize sanayiler asla rastgele seçilmemeli; yerleşim planlaması yada işletim prensipleri bunlara göre belirlenmemeli. Küresel Etki Yatırımcıları ağı (GIIN) gibi kurumların standartları uygulanmalı. Bu standartizasyon atölyede çalışacaklar içinde geçerli olmalı. Beyaz yakalı ağırlığı verilmeli…Daha daha anlatıyorlar…


Zor değil, hayal hiç değil diyorlar. Sadece küresel vizyon diye ekliyorlar. İşte bu diyorum!


http://www.uzunkoprugazetesi.com.tr/sehir-araci-serdar-manga.html

 


: 26 / 07 / 2017
: 0




: DARK POOL'DAN ÖĞRENDİĞİMİZ






RENK, IRK VE DİN KONULARIYLA ASLA İLGİLENMİYORUZ !

 

 

-

: Omn Portal

AFROTURK FACEBOOK PAGE